Aziz kardeşim, gönlünün derinliklerinde Kâbe'ye, O'nun Evi'ne bir hasret taşıdığını biliyorum. Dünyanın telaşı, hayatın meşgalesi arasında ruhunun bir vuslat anı aradığını, "Lebbeyk" nidasıyla Rabbine koşmak istediğini hissediyorum. İşte o davet her an baki. Umre, bu davete icabetin, manevi bir yenilenmenin, adeta yeniden doğuşun adıdır.
Sözlükte "ziyaret etmek" anlamına gelen umre, Müslüman'ın hayatında bir dönüm noktasıdır. Peygamber Efendimiz'in (s.a.s) müjdelediği gibi, iki umre arasında işlenen günahlara kefarettir Bu yolculuk, ruhu arındıran, kalbi onaran ve bizleri Rabbimize yaklaştıran kutlu bir seferdir.
Peki, bu manevi sefere çıkmak için en güzel vakitlerden biri hangisidir? İşte bu yazıda, kalplerin arınma mevsimi olan Şubat ayının, bu kutlu davete icabet etmek için neden eşsiz bir fırsat sunduğunu, hem ruhani hem de dünyevi kolaylıkları nasıl bir araya getirdiğini hep birlikte tefekkür edeceğiz.
Şubat ayını umre için özel kılan, birbiriyle iç içe geçmiş üç katmanlı bir berekettir. Bu ay, manevi hazırlık iklimini, ibadet kolaylığı sağlayan mutedil bir havayı ve aileler için kıymetli bir zaman fırsatını bir araya getirir. Bu, sadece lojistik bir tercih değil, aynı zamanda manevi bir stratejidir.
Şubat ayı, mübarek üç ayların kapımızı çaldığı, rahmet ikliminin gönüllerimizi sarmaya başladığı bir zaman dilimidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s), Recep ayı girdiğinde, “Allah'ım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır.” diye dua ederdi. Alimler bu ayları bir benzetmeyle anlatır: "Recep tohum ekme, Şaban sulama, Ramazan ise hasat ayıdır.". İşte Şubat umresi, o manevi hasadın en bereketli şekilde toplanabilmesi için kalbe iman tohumları ekmektir.
Özellikle 2026 yılı gibi, Berat Kandili'nin Şubat ayının başına (2 Şubat 2026), Ramazan-ı Şerif'in başlangıcının ise yine Şubat ayının ortalarına (19 Şubat 2026) denk geldiği yıllarda bu ayın fazileti katlanarak artar. Berat, günahlardan arınma, ilahi affa mazhar olma ve Rabbimizin rahmetine sığınma gecesidir. Bu gecenin feyzini ve manevi coşkusunu kutsal topraklarda, Beytullah'ın gölgesinde yaşamak ve hemen ardından Kur'an ayı Ramazan'a tertemiz bir kalple hazırlanmak, paha biçilmez bir manevi kazançtır. Bu dönem, bir nefis muhasebesi, samimi bir tövbe ve kabul olunacak dualar için eşsiz bir fırsattır.
Şubat ayı, Türkiye'deki eğitim takviminde yarıyıl (sömestr) tatilini de içinde barındırır. Bu durum, özellikle okul çağında çocukları olan aileler, öğretmenler ve tüm eğitim camiası için kaçırılmayacak bir fırsattır. Çocukların eğitim hayatı aksamadan, tüm ailenin bir araya gelerek bu manevi yolculuğa çıkması, hem aile bağlarını güçlendirir hem de nesiller boyu aktarılacak ortak bir manevi miras oluşturur.
Evlatlarımızın küçük yaşta Kâbe'nin heybetiyle tanışması, Peygamber Efendimiz'in (s.a.s) yürüdüğü yollarda yürümesi, onların kalp dünyasında silinmez izler bırakır. Bu yolculuk, onlara imanı, teslimiyeti, kardeşliği ve ümmet olma şuurunu kitaplardan okuyarak değil, bizzat yaşayarak öğretir.
Ezcümle kıymetli yol arkadaşım, gördüğümüz gibi Şubat ayı; bir yanda Ramazan'ın manevi hasadına hazırlanmak için kalbe iman tohumları ektiğimiz, Berat Kandili gibi arınma geceleriyle Rabbimize yaklaştığımız mübarek bir zaman dilimi, diğer yanda ise sömestr tatili vesilesiyle evlatlarımıza bırakabileceğimiz en kıymetli manevi mirası onlarla birlikte yaşama imkânı sunar. Bu davet, sadece bir seyahat değil, aynı zamanda yeni başlangıçlara, samimi tövbelere ve kabul olunmuş dualara açılan bir kapıdır. Rabbim, kalbinde Kâbe hasreti taşıyan her bir kardeşimize, Şubat ayının o bereketli ve huzurlu ikliminde "Lebbeyk" diyerek O'nun davetine icabet etmeyi nasip eylesin. Niyetlerimizi kabul, yolculuğumuzu mübarek, umremizi mebrur eylesin. Âmin.